Sevde'nin Günlüğü

Yazmayı seviyorum…

Felaket Tellali

Temmuz28

“Kastamonu’nun bir köyünde bir çiftçiye ayı saldırmış, adam ölmüş!’

Annem bu sözleriyle şenlendiriyor sahur soframızı, “akıllı” telefonunun ekranından gözünü ayırmadan. “Ee peki” diyorum, “n’apayım?” Bunun üzerine duyarsızlıkla suçluyor beni annem. Benim, diyor, annem babam Kastamonu’da, endişelenmeyeyim mi?

Peki ama anneciğim, sen şimdi bana her zamanki gibi felaket haberini yetiştirdin de ne oldu? Huyum kurusun, annemin bu sözünün üstüne işi cıvıklığa döküyorum iyice.

“E iyi o zaman ben hemen bir dilekçe yazayım, Kastamonu Belediyesi ayılarına sahip çıksın. Olmadı, çiftçilere sahip çıksın. Hatta olmadı, dağ köylerinde ayı tehlikesinden dolayı yerleşim yasağı koysun.” Annem ters ters bakıyor; her zamanki gibi sarkastik yorumlarım hoşuna gitmedi. Gözlerini deviriyor bana.

“Ya da” diyorum, daha mantıklı bir şey söyleyecek gibi, “anneannemleri arayayım, köyden dönsünler, bir daha da gitmesinler.” Annem de tıpkı benim bu sözleri söyler söylemez fark ettiğim gibi dilekçe fikrinin buna kıyasla daha gerçekleştirilebilir olduğunu anlıyor ve devirdiği gözlerine ek olarak bir çizgi halinde kıstığı dudaklarıyla fikrini açıkça belli ediyor.

Ben de sonunda alaycılığı kenara bırakıp ani itirazımın nedenini açıklıyorum. Şimdi ben bu kötü haberi öğrendim de ne oldu? Buna bir çözüm getiremeyeceğim apaçık belliyken bir de bu çözümsüzlüğü fark etmemin üzerine ölen adamcağıza bir fatiha üç kulhüvallah mı okusam, yoksa üzerime çöken bu olumsuz haberin olumsuz enerjisinden kurtulmaya mı çalışsam ya da aklımda beliren, ayının masum, ufak tefek köylü bir adama saldırması görüntüsü eşliğinde duygusal destek amaçlı hafiften abandığım tahin helvayı rahat mı bıraksam, bilemiyorum.

“Olumsuz enerji” diyorum en sonunda. “Felaket tellali gibi olumsuz enerji yayıyor işte bu kötü haberler.” Annem, “ne duyarsızsın ya!” anlamına geldiğini adım gibi bildiğim bakışlarının eşliğinde “peki” diyor yalnızca.

Ve ezan okunuyor. Hadi bakalım, ayı derken, çiftçi derken, su içemeden sahuru da geçirdik, iyi mi?

27.07.14

Comments are closed.