Sevde'nin Günlüğü

Yazmayı seviyorum…

Bireyin, Kurgunun ve Yaşamın Yapı Taşı: Psikoloji

Temmuz19

1. ELPS

Aylar süren çalışmalar sonucu 23 Mart 2013 tarihinde başkanı olduğum 1. ENKA Liselerarası Psikoloji Sempozyumu’nu Enka Lisesi’nde gerçekleştirdik. Bu sempozyum fikrinin nasıl ortaya çıktığı ve neleri ele aldığı gibi noktalara değinen ve sempozyumun başlangıcında yaptığım açılış konuşmamı burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Sempozyumla ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz buradaki bilgi yazısını okuyabilir ve şu linkten de sempozyum sonucunda oluşturduğumuz bildirge kitapçığına ulaşabilirsiniz.

Bireyin, Kurgunun ve Yaşamın Yapı Taşı: Psikoloji

Psikoloji Sempozyumu

Merhaba,

Ben Sevde Kaldıroğlu. Özel Enka Lisesi’nde okuyorum, 12.sınıftayım ve IB (Uluslararası Bakalorya) programının ikinci senesindeyim. 1.ENKA Liselerarası Psikoloji Sempozyumu öğrenci komitesinin başkanıyım.

Sizlere bir psikoloji sempozyumu fikrinin nereden geldiğinden ve nasıl ortaya çıktığından bahsetmek istiyorum biraz. Bunun için de psikolojiyle tanışıklığıma değinmem gerek sanırım. Psikolojiyle ilk tanıştığımda 9 yaşındaydım. Herkes o yaşlarda evcilik oynar, bakkalcılık oynar söz gelimi; ben de “psikologculuk” oynardım. Oturturdum annemi karşıma, “hadi anlat derdini tasanı” derdim; sonra da bacak kadar boyumla çok biliyormuş gibi “Polyanna”vari öğütler verirdim anneme. Hatta annemin arkadaşları bizi gördüğünde bana mahsustan, ileride psikolog olduğumda bana geleceklerini söylerlerdi. Ben de kendinden emin bir tavırla şunu söylerdim daima: “Ben size bakamam çünkü psikologların hastalarını tanımıyor olmaları gerekiyor. Ama mutlaka sizi bir psikolog arkadaşıma yönlendiririm.” Bunu her deyişimde gülerlerdi, neden güldüklerini de bir türlü anlayamazdım. Arada da psikolog olmak istediğimi söylediğimde muzip bir tonla “Yani deli doktoru mu?” diyenler olurdu; çok şükür şimdilerde çok duymuyorum bu benzetmeyi, yaklaşık 10 senede toplumumuzun psikolojiye bakış açısında bir şekilde yol katedebilmişiz demek ki…

Böylece psikologluk rüyasıyla başladı psikoloji tutkum. Ancak daha sonra kalem aşkımı fark ettim, edebiyata sarıldım, yazdım, yazdım. Psikolojiye ne oldu derseniz, o hep oradaydı; kalemimle birlikte psikoloji tutkum da gün geçtikçe büyüdü. Nitekim kanımca edebiyatla kol kola yürür psikoloji. Bir edebi inceleme, karakterlerin ruhsal çıkmazlarını, düşlerini, düşüncelerini, farklı ruh hallerini irdeleyerek tüm bunların ardında onların bilinçaltında yatan itkiyi ortaya çıkarmayı amaçlamaz mı zaten? Aynı şekilde yazar, yarattığı karaktere ne kadar çok katman kazandırırsa, onun kişiliğini ne kadar çok farklı yönden işlerse o kadar güçlü kahramanlar çıkarır ortaya. William Shakespeare’in “Venedik Taciri”nde hem acımasız ve kindar hem de insancıl yönleriyle verilen Shylock karakterinin bir psikoloji harikası olmadığını kim söyleyebilir? Ya da Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” adlı öyküsünde sık sık karşımıza çıkan ve Orhan Pamuk’un “Sessiz Ev” romanında özgün bir biçemle verilen “bilinç akışı” anlatım tekniğinin psikolojik bir ustalık göstergesi olmadığı iddia edilebilir mi? En başta yazar, insan ruhunun derinliklerine inmeden, her bir çıkmazda tek tek durup düşünmeden kendi yaratısına anlamlı bir derinlik katabilir mi? Tüm bunların yanıtı belki de şu noktada birleştirilebilir: Psikoloji, aslında edebiyat dünyasının olmazsa olmaz unsurlarından biri ve insana verdiği gibi, yazınsal ürünlere ve unutulmaz karakterlere de can veren belki de en önemli yapı taşı psikoloji.

Nitekim bizler 23 Mart 1. ENKA Liselerarası Psikoloji Sempozyumu’nda bu yapı taşının—psikolojinin—gizlerini çözmek ve onun sonsuz derinliklerinde biraz olsun yol katedebilmek niyetiyle bir araya geldik. Bu fikir ise bundan yalnızca 4 ay önce, sevgili hocam Gonca Alpargun ile psikolojiyle ilgisi olmayan bir derste psikolojiyle ilgisi olmayan bir konudan bahsederken düştü aklıma. Ülkemizde psikoloji anlamında yapılan çalışmalar çoğunlukla yükseköğretim alanlarında gerçekleştirildiğinden, bu sempozyum liselilere yönelik olacaktı. Bu şekilde biz gençlere psikolojik sorunları tartışmak için bir platform oluşturulabilecek, bu da psikoloji konusundaki bilgi ve duyarlılığın artmasına katkıda bulunabilecekti. Ufak bir fikirdi önce bu, sonra büyüdü, filizlendi; şimdi ise meyve veriyor. Okulumuzda ilk kez gerçekleştirdik bu çalışmayı ve ileriki yıllarda geliştirerek sürdürmeyi planlıyoruz. Ben bu sene mezun oluyorum, sonraki senelerde arkadaşlarım devam ettirecek bu projeyi. Ancak en azından çocukluk oyunlarımdan akademik tutkularıma dek yaşamımda uzun ve önemli bir süreç boyunca bana eşlik eden Psikoloji adına geride bir şeyler bırakabilmek, bu alanda parlak genç beyinlerde farkındalık yaratmaya katkıda bulunabilmek ve çorbada tuzumun olduğunu bilmek benim için unutulmaz bir haz. Umarım sizler de ilerleyen sayfalarda bu çalışmayla ortaya çıkardıklarımızı okudukça heyecanımıza tanık olur, bu hazzı benimle paylaşırsınız.

Teşekkürler,

Sevde Kaldıroğlu
Sempozyum Başkanı

23 Mart 2013

1. ELPS ekibi

Sempozyumda emeği geçen tüm arkadaşlarıma ve başta sevgili hocam Gonca Alpargun olmak üzere yardımcı olan tüm öğretmenlerime teşekkürlerimle…

3 Yorum

“Bireyin, Kurgunun ve Yaşamın Yapı Taşı: Psikoloji”

  1. Temmuz 24th, 2013 - 18:20 Teyzoşşş Diyor ki:

    Harika bir yazı canım emeğine sağlıkkk!

  2. Temmuz 25th, 2013 - 02:00 Sevde Diyor ki:

    Çok teşekkürler!

  3. Ocak 26th, 2015 - 12:28 megaanormal Diyor ki:

    çok iyi bir yazı olmuş.